Çiftler Arası Çatışma
Çiftlerin çatışma yaşamalarının çeşitli sebepleri vardır. Çiftler, eğer bağlanma ve kimliklerine dair tehdit algılarlarsa veya güvenlik ve doğrulanma ihtiyaçlarını karşılayamazlarsa çatışma yaşarlar. Eğer güvenlik ve kimliğe dair bir tehdit gelirse, beynimizde amigdala adındaki bölge, otomatik olarak tepki verecektir ve bu da çatışmayı başlatan temel unsurdur.
Karşı tarafın da otomatik savunmaları devreye girdiğinde negatif etkileşim döngüsü tırmanacak ve sonunda katılaşacaktır. Kabul ihtiyacında olan ve kimliğinin doğrulanması ihtiyacının sağlıksız hale geldiği bireyler zorla hâkimiyet kurmak isteyebilir.
Doğrulanmadığını düşündüğünde, utanç hissettiğinde diğer kişinin onun istediğini yapması konusunda ve ihtiyacını karşılaması konusunda zorlamaya başlar. Bu ihtiyaçların kökenini bulmak da çok önemlidir. Herkesin farklı düşünce, duygu ve ihtiyaçları olabileceğini, kısaca farklılıkları kabul edebilen çiftler çatışma çözümü konusunda daha başarılıdır. Çatışmadaki amaç kişinin öznel deneyimini karşı tarafa gösterebilmesi olmalıdır.
Hem kendisinin hem de karşısındakinin bu döngüde bir payı olduğunu görebilen ve karşı tarafın da kendisi gibi mutluluk aradığını kabul edebilen bir bakış açısı gereklidir. Öznel deneyimler; saldırganlık ve suçlama duyguları ile değil de incinir duygular (korku, üzüntü, utanç) ile ifade edildiğinde çiftler arasındaki çatışma pozitif algılanma eğilimine girer.